Doğum kontrol hapları 30 yılı aşkın bir süredir piyasada olan bugün dünyada 60 milyon kişi tarafından kullanılan güvelinir ve etkili bir kontraseptif yöntemdir. Doğum kontrol hapları sentetik olarak estrogen ve progesteron hormonlarını içermekte ve 21 veya 28 adet hap içeren kutularda piyasada satılmaktadır. Günümüzde kullanılan doğum kontrol haplarının yan etki ve risklerinin azaltılması amacıyla estrogen ve progesteron miktarları azaltılmış ve yeni progestinler geliştirilmiştir. Bugünkü oral kontraseptifler yirmi yıl öncesine göre 3-5 kez daha az estrogen ve 5-10 kez daha az progestin içermektedir. Doğum kontrol haplarının teorik etkinliği çok yüksektir. Başarızıslık oranı %0.1 (binde bir) olmakla beraber kullanım hatalarına bağlı olarak 1.yıl sonunda başarısızlık oranı %3'ü bulmaktadır. Başarı oranında düzenli kullanım önemli rol oynamaktadır.
Etki Mekanizması : Doğum kontrol haplarının gebeliği önlemedeki en önemli etki mekanizması yumurtlamanın engellenmesidir. Bu hipofiz bezinden salgılanan ve yumurtalığı uyaran follikül stimule edici hormon ile luteinize edici hormonun salınımını engellenmesi ve dolayısıyla yumurtanın gelişiminin önlenmesiyle olmaktadır. Ayrıca haplardaki progestin hormonun etkisiyle rahim ağzındaki mukus kalınlaşmakta ve spermin geçişi engellenmektedir. Yine progesteron hormonu döllenmiş yumurtanın yerleştiği rahim içi zarı uygunsuz hale getirerek implantasyonu engellemektedir. Son olarak tüplerin hareketi ve yapısındaki değişiklikler nedeniyle yumurtanın tüplerden uygun şekilde taşınması önlenmektedir.
Metabolik Etkiler: Yeni düşük doz estrogen (30 micro gr) ve özellikle yeni jenerasyon progestin içeren hapların kardiovasküler sistem üzerine hiçbir olumsuz etkileri olmadığı hatta lipid ve kolesterol üzerine olumlu etkileri olduğu gösterilmiştir. Eski yüksek doz haplarda %5 oranında hipertansiyon görülmekte iken yeni düşük doz haplarda zaman zaman tansiyon yükselmeleri görülebilmekle beraber klinik olarak anlamlı bir hipertansiyon rapor edilmemiştir. Hatta hipertansiyonu olan hastalarda bile kontrollü olmak şartıyla kullanılabilmektedir.
Eski yüksek doz estrogen içeren haplarla glukoz toleransı bozulma kan insulin ve şeker seviyelerinde artış görülebilmekteydi. Yeni düşük doz estrogen ve yeni progestin içeren haplarda bu etki görülmemekte şeker hastalığında bir artma gözlenmemektedir. Hatta şeker hastaları dahi kontrollü olmak şartıyla doğum kontrol haplarını düzenli olarak kullanabilirler. İnsüline bağımlı şeker hastalarında, doğum kontrol haplarının tromboz arttırıcı etkisi söz konusu olduğundan bu hastalarda başka bir kontraseptif yöntem önerilmesi uygundur.
Karaciğerin akut hastalıkları yada safra yollarının tıkalı olduğu hallerde haplar kullanılmamalıdır. Siroz yada geçirilmiş bir sarılık doğum kontrol hapları ile yeniden aktive olmamaktadır.
Bulantı, memelerde hassasiyet ve kilo alma rahatsız edici yan etkiler olmakla birlikte düşük doz yeni haplarda görülme sıklığı azdır. Kilo alımı genellikle diet kısıtlaması ile ayarlanabilmektedir. Chloasma denilen yüzde gebelik maskesi %5 oranında görülebilmekte iken düşük doz estrogen içeren haplarda nadir görülmektedir.
Depresyon çok nadir görülen bir etki olmakla birlikte depresyonda olanlara doğum kontrol hapı önerilmemektedir.
Doğum kontrol hapı bırakıldıktan sonra gebe kalma da hafif bir gecikme olabilmekle beraber 1. yılın sonunda %75, 2 yılın sonunda %90 kadın gebe kalmaktadır. Hap bırakıldıktan sonra oluşan gebeliğin seyri normal gebelikle aynıdır. Anomalili bebek doğurma ve düşük şansında artış olmamaktadır.
Doğum kontrol haplarını bıraktıktan sonra %0,7 ile %0,8 arasında hasta adet görmeyebilmektedir ki bu oran mormal populasyondaki adet görmeme oranına eşittir.
Düşük dozlu hapların güvenilirliği nedeniyle hap kullanan hastaları yılda bir kez kontrolden geçirmek yeterli olmaktadır. Başlangıçta iyi bir fizik muayene, kan basıncı ölçümü, idrar tahlili, meme muayenesi, karaciğer fonksiyon testleri, pelvik muayene ve PAP smear yapılması gereklidir. Risk faktörleri olan kadınlar 6 ayda bir görülmelidir. Yan etkiler yada şikayetler olduğunda doktora danışmalı, tartışmalı ve gerektiğinde ilacın yada yöntemin değiştirilmesine beraber karar vermek en uygun yoldur.
Klinik Problemler: Hap kullanan hastalarda özellikle ilk 3 ayda ara kanaması görülebilmektedir. İlk ayda %10-30, 3 ayda ise %1-10 arasında ara kanaması görülmektedir. Çoğunlukla 3 aydan sonra kendiliğinden kaybolmaktadır. Eğer gerekirse bu erken dönemdeki kanama bile uzman hekime başvurulduğunda uygun şekilde tedavi edilmektedir.
Hap kullananlarda adet görmeme %1'in altında görülmektedir. Uzun yıllar kullanımdan sonra bu oran %5'e çıkabilmektedir. Hasta bu durumdan rahatsız değilse gebelik ekarte edilmek şartıyla ilaca devam edilinebilir. Aksi taktirde başka bir hapa geçmek çoğunlukla sorunu çözmektedir.
Kilo alımı düşük dozlu ve yeni progestin içeren haplarda genellikle problem olmamaktadır. Bununla beraber diyet ve egzersiz miktarı göz önünde bulundurulmalıdır.
Düşük doz haplar yüzde sivilceye neden olmadıkları gibi özellikle akneli hastaların tedavisinde bu haplar önerilmektedir.
Karaciğer metabolizmasını etkileyen rifampin, phenobarbital, phenytoin, carbazemapin gibi ilaçlar ile birlikte alındığında doğum kontrol haplarının etkinliği azalmaktadır.
Migreni olan hastalarda düşük doz doğum kontrol hapları kullanılabilir. Bununla birlikte nörolojik bulguları olan migren hastalarında, doğum kontrol haplarının kullanılmaması uygundur.
Doğum kontrol hapları kan pıhtılaşması riski olan kalp hastalarında kullanılmamalıdır.
Son yıllarda sigara içmeyen sağlıklı herhangi bir risk faktörü olmayan 40 yaşın üzerindeki kadınlarda da düşük dozlu hapların kullanılması gündeme gelmiştir. Bu uygulama menapoza kadar olan geçici dönemde hem bu hastalarda doğum kontrolu sağlayacak hem bu dönemde sık görülen düzensiz kanamaların yerini düzenli adetler yer alacaktır. Hepsinden önemlisi bu yıllarda kullanılacak doğum kontrol hapı kemik yoğunluğunda artışa neden olacak ve ileride oluşacak osteoprozun engellenmesinde önemli bir adım atılmış olacaktır. Dolayısıyla 40 yaşın üstündeki sigara içmeyen sağlıklı kadınlarda günümüzün düşük dozlu güvenilir hapları bir alternatif olarak sunulmaktadır.
Etiketler: