Gebeliğimizin 4. Haftasındayız.
Bu hafta, mucizemiz, bir yandan kendini büyütmeye devam ederken, bir yandan da tüplerdeki, yolculuğunu bitirip, rahimde kendine en uygun yuvayı arıyor ve bu yeni, sıcak yuvasına yerleşecek. Artık hayata tutunup, tutunamayacağı belirlenecek.
Yuvalanma, henüz çok genç olan embryonun, ana rahminin iç tabakasında kendisine uygun bir yer bulup, oraya gömülme, yerleşme işlemidir. Döllenmeden 6 gün sonra başlar ve ortalama 12 günde tamamlanır.
İlk aşama 6. Günde başlayan, yapışma, tutunma aşamasıdır. Hücre topunun en dışındaki hücreler özelleşerek bu tutunmayı sağlayan özel kimyasal maddeleri salgılarlar ve rahim iç tabakasına tutunurlar. Rahim iç tabakasındaki hücreler su ve besinle doludur. Hücre yumağımız salgı bezleri arasındaki verimli bulduğu bir bölgeyi seçer kendine. Tutununca, bazı özel enzimler salgılayarak, kendisine yeni kanallar açar ve iyice yerleşerek besinleri içerideki hücrelere ulaştırır. Tam da sevimli bir parazit gibi davranmaktadır.
Gelişmekte olan embryo için tutunma ve yuvalanma çok önemli bir süreçtir. Şu anki bilgilerimize göre her iki embryodan birinin tutunamayıp öldüğü düşünülmekte (tutunamayanlar…). Aslında bu embryoların çoğu kromozomların yanlış birleşmesi sonucu oluşmuş sağlıksız embryolardır ve anne daha gebeliğini fark etmeden düşmektedir. İnsan ırkı çok da üreme potansiyeli olan bir ırk değil sonucu da buradan çıkarılabilecekler arasında.
Bu haftanın sonunda, embryo çok yol aldı ve çılgınca çoğalan yüzlerce hücreye ulaştı. Şekli çok değişti daha karmaşık bir hal aldı ve yeni evine yerleşme telaşında.
Yüzeysel tutunma başladığında, embryo besinlerini annenin rahim iç tabakasından almaya başlar. Şu anda küçük embryomuz, anneden oksijen ve besinleri alıp, atıkları verme işlemini ilkel bir dolaşım sistemiyle sağlıyor. Bu ilkel dolaşım sistemi, embryoyu rahim iç tabakasında kanlanması artmış dokuya bağlayan mikrokanallardan oluşuyor. Gömülme gerçekleşirken bir yandan da hücre yumağının içinde ve dışında aktivite devam etmektedir. Yeni oluşan ve yolk sac diye adlandırılan yapı, görevi bu ilkel sistemden devralır ve 6-8. Haftada plasentanın görevine başlamasıyla bu fonksiyonu devreder.
Döllenmeden ortalama 8 gün sonra, hücre yumağının dış kısmındaki plasentayı oluşturmak üzere farklılaşacak olan hücre grubu, hcg (human chorionic gonadotropin) adı verilen bir hormon üretmeye ve kana salgılamaya başlarlar. Bu hormon kanda ve idrarda tespit edilebilir ve gebelik testleri, kanda veya idrarda bu maddeyi saptamayı sağlar.
Bu hormon, plasenta salgılama görevini 6-8. Haftada devralıncaya kadar, yumurtlama sonrası folikülde kalan hücrelerin progesteron ve estrojen hormonu salgılamaya devam etmesini sağlar. Döllenme olmasaydı bu hücreler 14 gün ömürleri sonrasında progesteron ve estrojen salgılamayı bırakıp, rahim iç tabakasının dökülmesi yani adet kanamasına sebep olacaktı. Başka bir deyişle henüz çok genç olan ve yeni yuvalanmış olan embryomuzun salgıladığı gebeliğin ilk kanıtı olan hcg hormonu, gebeliğin devam edebilmesi için yumurtalıklardaki hormon üretimini destekleyerek, adet döngüsü ve dolayısıyla adet kanamasını durdurur ve yumurtalıklara artık yumurtlama yapmamasını söyler.
Yuvalanma tamamlandıktan sonra, embryo rahim iç tabakası içinde gelişimine devam eder. İnanılması çok zor ama gömülmeden 10 gün sonrasında mucizenin kalp atımı başlayacak.
Erken embryo gelişiminde çok önemli olan diğer bir yapı da yolk sac dır. Bu çok damarlı yapı, besinden zengin sıvıyla çevrilidir ve plasenta görevini yapmaya başlayana kadar bu sıvıyı embryoya taşır. Aynı zamanda ilk kan hücrelerinin yapıldığı ve üreme hücrelerinin orijin aldığı yerdir. Yolk sacın bir kısmı da embryoya doğru cepleşerek, sindirim sistemi oluşumunu başlatacaktır.
Yuvalanma, henüz çok genç olan embryonun, ana rahminin iç tabakasında kendisine uygun bir yer bulup, oraya gömülme, yerleşme işlemidir. Döllenmeden 6 gün sonra başlar ve ortalama 12 günde tamamlanır.
İlk aşama 6. Günde başlayan, yapışma, tutunma aşamasıdır. Hücre topunun en dışındaki hücreler özelleşerek bu tutunmayı sağlayan özel kimyasal maddeleri salgılarlar ve rahim iç tabakasına tutunurlar. Rahim iç tabakasındaki hücreler su ve besinle doludur. Hücre yumağımız salgı bezleri arasındaki verimli bulduğu bir bölgeyi seçer kendine. Tutununca, bazı özel enzimler salgılayarak, kendisine yeni kanallar açar ve iyice yerleşerek besinleri içerideki hücrelere ulaştırır. Tam da sevimli bir parazit gibi davranmaktadır.
Gelişmekte olan embryo için tutunma ve yuvalanma çok önemli bir süreçtir. Şu anki bilgilerimize göre her iki embryodan birinin tutunamayıp öldüğü düşünülmekte (tutunamayanlar…). Aslında bu embryoların çoğu kromozomların yanlış birleşmesi sonucu oluşmuş sağlıksız embryolardır ve anne daha gebeliğini fark etmeden düşmektedir. İnsan ırkı çok da üreme potansiyeli olan bir ırk değil sonucu da buradan çıkarılabilecekler arasında.
Bu haftanın sonunda, embryo çok yol aldı ve çılgınca çoğalan yüzlerce hücreye ulaştı. Şekli çok değişti daha karmaşık bir hal aldı ve yeni evine yerleşme telaşında.
Yüzeysel tutunma başladığında, embryo besinlerini annenin rahim iç tabakasından almaya başlar. Şu anda küçük embryomuz, anneden oksijen ve besinleri alıp, atıkları verme işlemini ilkel bir dolaşım sistemiyle sağlıyor. Bu ilkel dolaşım sistemi, embryoyu rahim iç tabakasında kanlanması artmış dokuya bağlayan mikrokanallardan oluşuyor. Gömülme gerçekleşirken bir yandan da hücre yumağının içinde ve dışında aktivite devam etmektedir. Yeni oluşan ve yolk sac diye adlandırılan yapı, görevi bu ilkel sistemden devralır ve 6-8. Haftada plasentanın görevine başlamasıyla bu fonksiyonu devreder.
Döllenmeden ortalama 8 gün sonra, hücre yumağının dış kısmındaki plasentayı oluşturmak üzere farklılaşacak olan hücre grubu, hcg (human chorionic gonadotropin) adı verilen bir hormon üretmeye ve kana salgılamaya başlarlar. Bu hormon kanda ve idrarda tespit edilebilir ve gebelik testleri, kanda veya idrarda bu maddeyi saptamayı sağlar. Bu hormon, plasenta salgılama görevini 6-8. Haftada devralıncaya kadar, yumurtlama sonrası folikülde kalan hücrelerin progesteron ve estrojen hormonu salgılamaya devam etmesini sağlar. Döllenme olmasaydı bu hücreler 14 gün ömürleri sonrasında progesteron ve estrojen salgılamayı bırakıp, rahim iç tabakasının dökülmesi yani adet kanamasına sebep olacaktı. Başka bir deyişle henüz çok genç olan ve yeni yuvalanmış olan embryomuzun salgıladığı gebeliğin ilk kanıtı olan hcg hormonu, gebeliğin devam edebilmesi için yumurtalıklardaki hormon üretimini destekleyerek, adet döngüsü ve dolayısıyla adet kanamasını durdurur ve yumurtalıklara artık yumurtlama yapmamasını söyler.
Yuvalanma tamamlandıktan sonra, embryo rahim iç tabakası içinde gelişimine devam eder. İnanılması çok zor ama gömülmeden 10 gün sonrasında mucizenin kalp atımı başlayacak.
Erken embryo gelişiminde çok önemli olan diğer bir yapı da yolk sac dır. Bu çok damarlı yapı, besinden zengin sıvıyla çevrilidir ve plasenta görevini yapmaya başlayana kadar bu sıvıyı embryoya taşır. Aynı zamanda ilk kan hücrelerinin yapıldığı ve üreme hücrelerinin orijin aldığı yerdir. Yolk sacın bir kısmı da embryoya doğru cepleşerek, sindirim sistemi oluşumunu başlatacaktır.
Bebeğiniz Ne Kadar Oldu ?
Bu hafta, mucizemiz, bir yandan kendini büyütmeye devam ederken, bir yandan da tüplerdeki, yolculuğunu bitirip, rahimde kendine en uygun yuvayı arıyor ve bu yeni, sıcak yuvasına yerleşecek. Artık hayata tutunup, tutunamayacağı belirlenecek.
Bebeğiniz ve Siz….
Bazen bu hafta gebe olup olmadığınızı test etmek isteyebilirsiniz. Ama daha doğru sonuçlar için haftanın sonuna kadar beklemeniz gerekecek. Adet gecikmesi sonrası en doğru sonucu alacaksınız.
Test sonucunuz pozitif ise ilk doktor randevunuzu yapmalısınız. Özellikle de bilinen bir hastalığınız varsa muhakkak gebe kalmaya karar verdiğinizde yani gebelik öncesi danışmanlık olmanız çok önemlidir. Hala gitmediyseniz de tam zamanı. Gebelik öncesi muayenenin ne kadar önemli olduğunu gözden kaçırmayın. Muayene sırasında doktorunuza tüm tıbbi geçmişinizi ve reçeteli ya da reçetesiz tüm kullandığınız ilaçları bitkisel takviyeler de dahil bildirmelisiniz.
Daha gebeliğin başındayız ama ben her anne adayına aklına takılan her soruyu not edeceği bir defter edinmesini ve aylık kontrollerine geldiğinde beraber cevaplandırmamızı öneririm. Ne de olsa kafanız soruyla doluyken, doktora gittiğinizde bebeğinizin heyecanıyla hiçbirini hatırlamayacaksınız.
Şu ana kadar günlük 400 microgram folic acid alıyor olmalısınız. Gebe kaldıysanız da devam edeceğiz. Ben anne adaylarına içerisinde 800 microgram yani ihtiyacınızın 2 katını içeren gebeliğe özgü multivitamin preparatlarını öneriyorum. Bu dönemde yaşama ihtimaliniz olan bulantılara içinde bulunan B6 vitamini fayda sağlayacaktır.
Takip eden 6 hafta bebeğinizin gelişimi için çok önemli. Bebeğiniz kendi oluşturduğu öncü plasenta sistemiyle sizin vücudunuza alacağınız her maddeye maruz kalacağı için dikkatli olmalısınız. Artık düşünmeniz gereken henüz çok hassas ve küçük biri daha var.
Test sonucunuz negatifse, hala adet görmediyseniz, 1 hafta sonra tekrarlamalısınız. Testlerin duyarlılıkları farklıdır ve bazıları daha geç saptar.
Yumurtlama günlerinize dikkat ederek planladığınız korunmasız cinsel ilişkiye rağmen hala gebe kalmadıysanız endişelenmeyin. 35 yaş altı bir kadında doktora başvurmanız ve tetkiklerin başlaması için geçen süre korunmasız 12 aydır. 35 yaş üstünde iseniz 6 ay gebelik olmadıysa doktora başvurmanız gerekir. Sonuç üzücü de olsa uygun tedaviye bir an önce başlamak başarı şansınızı artıracaktır. Unutmayalım ki kadında biyolojik saat hızla ilerliyor.
